
Adı Zehra’ydı. 25 yaşında, Üsküdar escort sokaklarında sessizce yürüyen bir gölge gibiydi. Gündüzleri insanların kalabalığında kayboluyor, geceleri ise Üsküdar Meydanı’ndan Harem’e kadar uzanan sokaklarda, kimseyle göz göze gelmeden yaşamak zorunda kaldığı hayatını sürdürüyordu. Herkesin içinde ama kimsenin fark etmediği bir kadındı o. Çünkü insanlar, acıya bakmayı sevmezdi.
Zehra, doğduğu günden beri zorlukla büyümüştü. Doğu’da küçük bir kasabada, yoksul bir ailenin dört çocuğundan biriydi. Babasının her gece içkiden milf sonra annesine bağırışları hâlâ kulağındaydı. 15 yaşına geldiğinde annesini bir gece baygın halde bulmuş, hastaneye yetiştiremeden kaybetmişti. O gün kararını vermişti: Bu evde daha fazla kalamazdı.
İstanbul’a kaçtığında cebinde sadece 70 lirası vardı. Birkaç gün Haydarpaşa Garı’nda sabahlamış, sonra tanımadığı bir kadının “Gel, sana kalacak yer bulurum,” sözüyle başka bir dünyanın kapısını aralamıştı. Önce korkmuş, sonra alışmıştı. Kendisine biçilen değerin sadece bedeninden ibaret olduğu bu dünyada, her gün biraz daha eksiliyordu içinden.
Yıllar geçti. Zehra artık ne ağlıyordu ne de gülüyordu. Duygusuzlaşmıştı. Bir gün, Mihrimah Sultan Camii’nin avlusunda küçük bir kız çocuğu ona götten yaklaşarak, elindeki simidi uzattı. Zehra şaşırdı. “Teyze, çok yorgun görünüyorsun. Aç mısın?” dedi küçük kız. Gözleri doldu Zehra’nın. Yıllar sonra biri ona “teyze” bile dese, insan gibi yaklaşmıştı.
O gece eve dönmedi. Harem otogarının yanındaki bankta sabahladı. Sabah ilk ışıklarla birlikte, Kadıköy yönüne giden minibüse bindi ve Üsküdar escort bir kadın danışma merkezine gitti. İçeri girerken dizleri titriyordu. “Yardım istiyorum,” diyebildi sadece. O cümleyle birlikte kader de yön değiştirdi.
Zehra’ya bir barınma imkânı sağlandı, terapiye başladı. Sonra bir kuaförlük kursuna yazıldı. Aylar sonra ilk defa sabit bir işi, düzenli bir hayatı ve sıcak bir çayı eskort paylaşabildiği dostları oldu. En önemlisi, kendini affetmeye başladı.
Bir yanıt yazın