
Çekmeköy escort kenar mahallelerinden birinde, yıkık dökük bir apartmanın zemin katında yaşıyordu Nazlı. Henüz 25 yaşındaydı ama yaşadıkları, bir ömrü doldurmuş gibiydi. Sabahları perdesi güneşi zor gören cimcif daracık mutfağında bir çay demler, pencere kenarındaki tek sandalyeye oturur, geçen insanları izlerdi. Sessizliğe alışmıştı. Sessizlik bazen huzur, bazen cehennemdi onun için.
Nazlı, Mardinli bir ailenin en büyük kızıydı. Ailesi onu 16 yaşındayken, tanımadığı yaşlı bir adamla evlendirmişti. Nazlı başta itiraz etmişti ama sesini duyurabileceği bir yer yoktu. O evlilik bir yıl içinde seks boşanmayla sonuçlandı; dayak, hakaret, baskı… Geriye bir boşluk, bir de ailesi tarafından reddedilmiş bir genç kadın kaldı.
İstanbul’a tek başına geldiğinde cebinde sadece 200 lirası vardı. İlk günler Kartal’da bir tanıdığın yanında kaldı, sonra Çekmeköy escort ucuz bir bodrum katı buldu. Temizlik işlerine gitti, lokantalarda bulaşık yıkadı. Ama geçim zor, hayat acımasızdı. Bir akşam tanıştığı bir kadın, ona “Kolay para kazanmanın yolunu biliyorum,” dediğinde Nazlı sadece sustu. Ertesi gün o yola girmişti.
Nazlı artık gece çalışan, sabahları yorgun dönen bir hayat kadınıydı. Başta kendinden utandı, ağladı, aynaya bakamadı. Ama zamanla, hayatta kalma eskort içgüdüsü her şeyin önüne geçti. “Bir gün bırakırım,” diyerek her sabah kendine yalan söyledi. Ama o yalan, gün geçtikçe inandığı bir gerçeğe dönüştü.
Bir gün, Çekmeköy Alemdağ Caddesi’nde yürürken bir kadın danışma merkezinin afişini gördü. Ücretsiz kurslar, psikolojik destek, hukuki yardım… Gözleri afişteki “Yalnız değilsin” cümlesine takıldı. Ertesi hafta merkeze gitti. Sessizce oturdu, dinledi, anlatmadı ama anlaşıldı.
Şimdi Nazlı, bir kafede garsonluk yapıyor. Haftanın üç günü kadın merkezindeki terapiye gidiyor, kalan zamanlarda da yeni insanlarla tanışıyor. Hâlâ geçmişin izlerini taşıyor, hâlâ bazı geceler uyuyamıyor ama artık sabahları o çayı umutla demliyor.
Bir yanıt yazın