
Selin, 28 yaşında genç bir kadındı. İstanbul’un yoğun yaşamından bir süreliğine uzaklaşmak için tercih ettiği yer Tuzla escort olmuştu. Boğucu şehir sert seven hayatı, karmaşa ve stresin ardından, kendini bulabileceği, sakin ve deniz kokusunun hâkim olduğu bir yerde yaşamak istiyordu. Tuzla’nın yeşili, mavisi ve sıcak insanları ona bu huzuru vaat ediyordu.
Selin, küçük ama sevimli bir apartman dairesine taşınmıştı. Günlerini genellikle deniz kenarında yürüyüş yaparak geçiriyor, bazen de deniz fenerinin yakınındaki kafelerde kitap okuyordu. Yazmayı çok severdi; çocukluğundan beri defterlere hissettiklerini yazardı. Buraya gelirken de yanında getirdiği not defterine, hayatındaki değişimi, umutlarını, korkularını ve hayallerini yazmaya başladı.
Bir sabah erken saatlerde sahile indiğinde, denizin sakinliği ve güneşin ilk ışıkları ona yeni bir umut verdi. Selin, hayatında uzun süredir eksik olan o huzuru burada bulacağını hissetti. Denizden gelen hafif esinti yüzünü okşarken, bir yandan da yeni başlangıçların ne kadar önemli olduğunu düşündü.
Tuzla’da geçirdiği günler boyunca, komşularıyla tanıştı, küçük pazara gitti ve mahalledeki insanlarla sohbet etti. Herkes sıcakkanlıydı; Selin, buranın sex sıcaklığını şehirde hissettiği soğuklukla karşılaştırdı. Bir gün marketten dönerken, yaşlı bir teyze ona kendi yetiştirdiği organik sebzelerden verdi. Bu küçük jest, Selin’in Tuzla’ya olan sevgisini daha da artırdı.
Selin’in en büyük tutkusu fotoğraf çekmekti. Bu tutkusunu burada geliştirmek için sık sık doğaya çıktı. Ormanın içinden geçen patikalarda, sahil boyunca yürüyüşlerde gördüğü her detayı, doğanın renklerini fotoğrafladı. Bu kareler, onun için hem bir terapi hem de yeni projelerinin ilham kaynağıydı.
Günler geçtikçe, Selin hem kendini hem de hayatını yeniden keşfetti. Tuzla escort, onun için sadece bir semt olmaktan çıkmış, yeni umutların ve hayallerin yurdu haline gelmişti. Burada yaşadığı her an, ona hayatın güzelliklerini ve küçük mutlulukların değerini hatırlatıyordu.